Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Mayıs 16, 2021 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Büyük Seyyah Evliya Çelebi ve Seyahatnamesi

  Merhaba arkadaşlar bugün sizlere ünlü Türk Seyyahı Evliya Çelebi’den ve onun meşhur seyahatnamesinden bahsetmek istiyorum.   İlkin hayatı ile ilgili birkaç bilgi vereyim. Evliya Çelebi 25 Mart 1611 yılında İstanbul’da doğmuş. Ancak ailesi Kütahya’dan gelmişler. Babası ve dedesi önemli devlet adamlarıymış. Bu nedenle onun iyi bir eğitim almasını sağlamışlar. Gençlik dönemlerinde IV. Murad 'ın iradesiyle saraya alınmış ve çeşitli görevlerde bulunmuş. Kendisi çok becerikli ve kıvrak zekâ sahibi olduğu için sarayda hızla yükselmiş. Daha sonra seyahat etmeye başlamış. Neredeyse tüm İmparatorluk sınırlarını gezmiş. 70 yaşındayken vefat etmiş. Şimdi Evliya Çelebi’nin bu gezme sevdasından biraz bahsedeyim. Kendisi küçük yaşlardan beri hareketli bir yapıya sahipmiş. Yeni yerler keşfetmeyi benim gibi çok severmiş. Ancak onun bu uzun seyahate çıkmasını tetikleyen temel unsur gördüğü bir rüya olmuş. Size rüyayı Wikipedia’daki halini aynen kopya edeyim:   gördüğü rüya şöyledir: Rüyasınd

Usta Fotoğrafçı Ara Güler ve İstanbul sevgisi

  Merhaba arkadaşlar bu günkü bloğumda sizlere geçtiğimiz yıllarda hayatını kaybeden ünlü fotoğrafçı Ara Güler’den ve onun İstanbul sevgisinden biraz bahsetmek istiyorum. 16 Ağustos 1928’de Beyoğlu’nda doğan Ara Güler 1951 yılında Getronagan Ermeni Lisesi'nden mezun oldu . İleride yönetmen ve metin yazarı olmak isteyen Güler lise yıllarında filim stüdyolarında çalışmaya başladı. Onun fotoğrafçılıkla ilk tanışmasıysa babasının 35 milimlik bir film makinesi ve fotoğraf makinesi alarak  Yeni İstanbul gazetesine 'foto muhabiri' olarak işe girmesiyle başlamıştır. Daha sonra savaş muhabirliği, çeşitli dergilerde fotoğraf bölüm şefliği ve gazetecilik yaptı. İlerleyen  yıllarda dünyaca tanınan bir fotoğrafçı olmaya başladı. Çeşitli ödüller aldı ve nihayet 17 Ekim 2018 tarihimde gözlerini kapadı. Evet değerli arkadaşlar sizlere hayatından kısacık bahsettiğim usta fotoğrafçının bir de İstanbul sevgisine bakalım. Ara Güler ve İstanbul dendiğinde herkes bilir ki birbirine koparıl

Urartular ve Van gölü faaliyetleri

Merhaba arkadaşlar. Bugün sizlere ülkemizin en büyük gölü olan Van Gölü’nün kıyılarında kurulmuş bir medeniyetten ve bu medeniyetin Van Gölündeki faaliyetlerinden bahsetmek istiyorum.  Bu medeniyet yaptıkları eserler günümüzde Van sınırları içerisinde hala dimdik ayakta olan Urartu Devleti. Urartular Van Gölü’nü. Ulaşımda etkin olarak kullanmışlardır. Urartular devletleşme döneminde o zamanın süper gücü olan Asurlardan etkilenmişlerdir. Asurlar, Dicle-Fırat Nehirleri üzerinde yelkenli tekne ve sallan kullanmışlardır. Urartular da bundan yola çıkarak göl üzerinden ulaşım sağlamışlar. Urartular, askeri sefer yapacakları zaman araçlarını ve piyadeleri göl üzerinden taşımışlardır ve MO 9-7. yüzyıllarda devleti başkent Tuşpa'dan yönetmişlerdir. Van Kalesi, Urartuların göl kenarında taşımacılıkta kullandıkları sal, tekne, yelkenli gemilerin, Van Gölü kenarındaki diğer Urartu kaleleri ve yerleşim yerlerine ulaşmada kullanılan bir merkez olmuştur. Göl kenarında 13 nehir vardır, bunları

Başarıda eğitimin önemi

  Merhaba arkadaşlar bu günkü bloğumuzda sizlere eğitimin öneminden. İyi eğitim almış insanların bu hayatta daha üst mertebelere nasıl daha kolay geldiğini ve iş dünyasında başarıyı nasıl yakaladıklarından biraz bahsetmek istiyorum.  Çoğunuz “Eğitim en büyük yatırımdır.” sözünü duymuşsunuzdur. Bazı insanlar eğitime olan yatırımın ilerde çok daha büyük kazançlar getireceği için en büyük yatırım olduğunu iddia eder. Eğitimin yatırım olduğu iddialarının en büyük dayanağı, bireye yapılan eğitim harcamaları ile kişisel kazanç arasında doğru orantı olmasıdır. Her eğitim kademesinin aşılması esnasında bir öncekine kıyasla rakiplerinden daha az ücretle maksimum seviyede eğitim alan bireyin ömür boyu kazancının da artacağı düşünülebilir. Bu önemli hususu fark eden bazı başarılı eğitim kurumları öğrencilerin az bir ücret ödeyerek yüksek eğitim alması için her yıl çeşitli bursluluk sınavları düzenlemektedirler. Başarının sadece eğitimle açıklandığını savunan bazı yazarlar vardır. Fakat bu görüş

Osmanlı'daki Vakıflar ve yıkılma süreçleri

 Merhaba arkadaşlar bugün Osmanlıdaki vakıf sisteminden ve dağılmasından  biraz bahsetmek istiyorum keyifli okumalar. Osmanlını şehirleşmesinde vakıf kurumunun doğrudan etkisinin olduğunu söyleyebiliriz. Bursa ve İstanbul bunun en güzel örneklerinden bazılarıdır. Özellikle kaynak vakıfları hem mütevazi bütçeli kimselerin vakıfa katkıda bulunmasını sağladı hem de yeni fethedilen bölgelerde okul, hastane ve imaret gibi topluma faydalı olacak binalar inşa edildi. Ayrıca Müslüman bir güç olarak ta Osmanlının Avrupa'da  hızla yayılmasının ve kök salmasının arkasında bu vakıfların etkisi büyüktür. Günümüzde hala bu müesseseler tarafından yaptırılan eserleri Avrupa'daki çoğu şehirde görmek mümkündür. Vakıfların toplum nezdinde benimsenmesinin diğer bir sebebi de vakıf kaynaklarından Müslüman ve Gayrimüslimlerin eşit şekilde yararlanmasıydı. Vakıflar Osmanlıda ilk olarak Orhan Gazi döneminde oluşturulmaya başlanmıştır  Orhan Gazi, İznik’te ilk Osmanlı medresesini kurarken onun idar

Doğru Karar

  DOĞRU   KARAR -Dikkat et Hayati, kenara çekil! Duyduğu ses kulaklarında çınladı. Ani bir refleksle kendini kenara attı. Tepeden düşen taş parçası ayağının hemen yanına düşüvermişti. Ucuz kurtuldum dedi kendi kendine. Çalıştığı madende bu tür kazalar her zaman olurdu. Kimi madenciler şanslı olup kurtulurdu. Bazılarıysa ufak yaranmalar geçirirdi. Hayati kırkına merdiven dayamış bir maden işçisiydi. Gençliğinden beri bu işi yapardı. Başka bildiği iş yoktu. Hayati’nin babası da madenciydi tıpkı dedesi gibi. Nesilden Nesil’e aktarılan bu iş onun ve ailesinin yaşam biçimi olmuştu adeta. Hatta soyadları bile Kömürcüoğlu’ydu. Ailesinin bu işi yapmasının sebebi çok kazandıkları için değil, başka iş bulamadıkları içindi. Zaten Soma’da çoğu kişi bu mesleği yapardı. Şehir zengin kömür rezervlerine sahip olduğundan birçok kömür şirketi buraları maden ocaklarıyla donatmıştı. Madenler her ne kadar bölge halkı için bir ekmek kapısı niteliğinde olsa da. Oldukça zor bir meslekti. Hayati de yerin d

Umutsuz Olma(Bağımlılıktan Kurtulma Hikayesi)

  UMUTSUZ OLMA   Uzaktan güzel kızının oyun oynayışını seyrediyordu. Kızı Esma üç yaşına yeni girmişti. Yemyeşil gözlü, sarı saçlı, tatlı mı tatlı bir çocuktu Esma. Küçük kız çimenlerde oynarken birden yere düştü. Mehmet hemen yerinden sıçradı. İki adımda kızının yanına yetişiverdi. Esma’nın dizi kanamıştı. Küçük kız dizinin acısıyla ağlamaya başlayınca Mehmet cebindeki yara bandını kanayan yere yapıştırdı. Küçük kız sakinleşiverdi. Az sonra parka geri dönmüştü. Kızının dizi incindiğinde, birden kendisinin de aynı acıyı yüreğinde hissettiğini fark etti. Ebeveyn olmak buydu çünkü. Yavrusunun acısını hissetmekti. O anda aklına annesi geldi. Zamanında annesine ne acılar çektirmişti Anılar zihninde dolaşırken istemeden gözlerinden yaşlar akmaya başladı. -2 Kasım 1985- Okuldan eve doğru geliyordu. Bir sonbahar günüydü. Yerlerde dünden yağan yağmurun çukurlara doldurduğu sular vardı su birikintilerine basarak yürümek Mehmet’in en büyük zevklerinden biriydi. Sonbaharı severdi Mehmet.

UMUDA YOLCULUK(Bilim Kurgu Hikayesi )

  UMUDA YOLCULUK   J ohn gözlerini açtı. Beyni karıncalanıyordu. Uzaklardan sesler geliyordu. - Denek 0-23 gözlerini açtı. -Durumu stabil. -Nabız normal. Uyandırabiliriz efendim. -Onay verildi 0-23’ü uyandırın. Kapsüldeki hava boşalmaya başladı. Kapak açıldı. Günaydın John dedi Doktor David.   50 yıllık uykundan günaydın. Sana da günaydın dedi John. Sersem bir şekilde. Hiçbir şey hatırlamıyordu. Kendisine John diye seslenmeseler adının ne olduğunu bile bilemeyecekti. Doktor David asistanlara “onu gözlem odasına alın” dedi. John gözlerini kapadı. Gözlerini tekrar açtığında sedyedeydi. Gözlem odasına doğru götürülüyordu. Yanında beyaz önlüklü dört kişi daha vardı. Galiba hemşire olmalılar diye düşündü. Oysaki hasta falan değildi. Hatta çok sağlıklıydı, zaten o gün kendisini bunun için aradıklarını söylememişler miydi?    Yüzü acı bir şekilde buruştu, evet işte o günü hatırlamıştı sonunda, burasının neresi olduğunu ve neden burada olduğunu çözmüştü. Pandemi yeni bitm