Ana içeriğe atla

Kayıtlar

hikaye etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Doğru Karar

  DOĞRU   KARAR -Dikkat et Hayati, kenara çekil! Duyduğu ses kulaklarında çınladı. Ani bir refleksle kendini kenara attı. Tepeden düşen taş parçası ayağının hemen yanına düşüvermişti. Ucuz kurtuldum dedi kendi kendine. Çalıştığı madende bu tür kazalar her zaman olurdu. Kimi madenciler şanslı olup kurtulurdu. Bazılarıysa ufak yaranmalar geçirirdi. Hayati kırkına merdiven dayamış bir maden işçisiydi. Gençliğinden beri bu işi yapardı. Başka bildiği iş yoktu. Hayati’nin babası da madenciydi tıpkı dedesi gibi. Nesilden Nesil’e aktarılan bu iş onun ve ailesinin yaşam biçimi olmuştu adeta. Hatta soyadları bile Kömürcüoğlu’ydu. Ailesinin bu işi yapmasının sebebi çok kazandıkları için değil, başka iş bulamadıkları içindi. Zaten Soma’da çoğu kişi bu mesleği yapardı. Şehir zengin kömür rezervlerine sahip olduğundan birçok kömür şirketi buraları maden ocaklarıyla donatmıştı. Madenler her ne kadar bölge halkı için bir ekmek kapısı niteliğinde olsa da. Oldukça zor bir meslekti. Hayati de yerin d

Umutsuz Olma(Bağımlılıktan Kurtulma Hikayesi)

  UMUTSUZ OLMA   Uzaktan güzel kızının oyun oynayışını seyrediyordu. Kızı Esma üç yaşına yeni girmişti. Yemyeşil gözlü, sarı saçlı, tatlı mı tatlı bir çocuktu Esma. Küçük kız çimenlerde oynarken birden yere düştü. Mehmet hemen yerinden sıçradı. İki adımda kızının yanına yetişiverdi. Esma’nın dizi kanamıştı. Küçük kız dizinin acısıyla ağlamaya başlayınca Mehmet cebindeki yara bandını kanayan yere yapıştırdı. Küçük kız sakinleşiverdi. Az sonra parka geri dönmüştü. Kızının dizi incindiğinde, birden kendisinin de aynı acıyı yüreğinde hissettiğini fark etti. Ebeveyn olmak buydu çünkü. Yavrusunun acısını hissetmekti. O anda aklına annesi geldi. Zamanında annesine ne acılar çektirmişti Anılar zihninde dolaşırken istemeden gözlerinden yaşlar akmaya başladı. -2 Kasım 1985- Okuldan eve doğru geliyordu. Bir sonbahar günüydü. Yerlerde dünden yağan yağmurun çukurlara doldurduğu sular vardı su birikintilerine basarak yürümek Mehmet’in en büyük zevklerinden biriydi. Sonbaharı severdi Mehmet.

UMUDA YOLCULUK(Bilim Kurgu Hikayesi )

  UMUDA YOLCULUK   J ohn gözlerini açtı. Beyni karıncalanıyordu. Uzaklardan sesler geliyordu. - Denek 0-23 gözlerini açtı. -Durumu stabil. -Nabız normal. Uyandırabiliriz efendim. -Onay verildi 0-23’ü uyandırın. Kapsüldeki hava boşalmaya başladı. Kapak açıldı. Günaydın John dedi Doktor David.   50 yıllık uykundan günaydın. Sana da günaydın dedi John. Sersem bir şekilde. Hiçbir şey hatırlamıyordu. Kendisine John diye seslenmeseler adının ne olduğunu bile bilemeyecekti. Doktor David asistanlara “onu gözlem odasına alın” dedi. John gözlerini kapadı. Gözlerini tekrar açtığında sedyedeydi. Gözlem odasına doğru götürülüyordu. Yanında beyaz önlüklü dört kişi daha vardı. Galiba hemşire olmalılar diye düşündü. Oysaki hasta falan değildi. Hatta çok sağlıklıydı, zaten o gün kendisini bunun için aradıklarını söylememişler miydi?    Yüzü acı bir şekilde buruştu, evet işte o günü hatırlamıştı sonunda, burasının neresi olduğunu ve neden burada olduğunu çözmüştü. Pandemi yeni bitm