Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Mayıs 30, 2021 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Gaziantep Gezimiz

  Hepinize iyi günler arkadaşlar. Nasılsınız? Haftanın yorgunluğu sizde de var mı? Ben şahsen Cuma günlerini çok severim. Çünkü haftanın sonu gelmiştir ve ertesi sabah tatildir. Yarına olan umut beni mutlu eder. Bu gün sizlere Cuma gününün teması olan dijital günlük başlığı üzerinden yakın tarihte yaptığımız bir geziyi anlatmak istiyorum. Bu geziyi Mart 2021 tarihinde ailecek yapmıştık. Peki, nereye mi? Gaziantep’e. Antep’e gidiş amacımız aslında gezmek değil araba almaktı. Kendi arabamızı Antep’te bulunan bir galericiyle takas edecektik. Salı günü okuldan geldikten sonra saat 4 gibi yola çıkmıştık. Ben Antep’e daha önce hiç gitmemiştim. İlk kez gideceğim şehirlere gitmeden önce nedense içimde apayrı bir duygu oluşur. Yeni şehri keşfetmek benim için hazların en büyüğüdür. İşte o günde içimde aynı duygular vardı. Yolculuğumuz başladı. Yollarda yavaş yavaş giderken arabada radyodan güzel güzel müzikler dinliyorduk Bizim ailede araba yolculukları çok keyiflidir. En koyu muhabbetle

Fotoğraf Makinesi Ekipmanları

  Herkese merhabalar arkadaşlar. Bugün sizlere Perşembe gününün teması olan Fotoğrafçılıktan bahsetmek istiyorum. Anlatacağım konu “Fotoğrafçılık Ekipmanları” . Benim bir fotoğraf makinem yok, ancak ilgi duyduğum bir konu olduğu için defalarca araştırdım. Çeşitli videolar vs. izledim. Amacım edindiğim bilgileri sizlerle paylaşmak. Dilerseniz başlayalım. TRİPOT Fotoğrafçıların olmazsa olmazlarından biri olan tripotun temel işlevi fotoğraf çekerken el titremesini azaltarak daha düzgün kareler çekebilmektir. Hatta çoğu modelde tripotun üzerindeyken tuşa bastığınızdaki titreme dahi olmasın diye uzaktan kumanda vardır. Her türlü makineyi taşıyabilmeleri için sağlam malzemelerden yapılırlar. Çeşitli boyları vardır. 110cm, 185cm, 225cm gibi. Sizlere tavsiyem fotoğraf makineniz yoksa bile telefonlar için satılıyor. Ancak benim aldığım gibi dayanıksız bir ürün almayın. Biraz daha para verip kaliteli ürünler almaya çalışın. FİLTRE Filtreler için güneş gözlüğü de diyebiliriz. Bizler nasıl

Bisiklet Çeşitleri

  Herkese merhabalar arkadaşlar.   Bugün sizlere Çarşamba gününün teması olan bisikletçilik hakkında bir yazı paylaşmak istiyorum. Bu yazımızda bisiklet çeşitlerinden bahsediyor olacağım. “Bisiklet bisiklettir ne çeşidi olacak” demeyin lütfen. Bu işe biraz ilgi duyarsanız ne çok çeşidi olduğunu göreceksiniz. İsterseniz başlayalım. ARAZİ BİSİKLETLERİ Arazi bisikletlerini hafif ve ağır arazi bisikletleri olarak iki guruba ayıracağız. Ağır Arazi Bisikletleri Ağır araziden kastım öyle köy yolu veya patikalar değil. Bildiğiniz dağlardan, uçurumlardan atlayıp zıplama yeteneğine sahip olan bu bisikletler çok sağlam ve pahalıdır. İki guruba ayrılırlar. Downhill Bisikletler Bu bisikletler iniş için tasarlanmıştır. Amaçları sadece dağlardan inmek olduğundan kadro yapıları da ona göre tasarlanmıştır. Düz yolda veya bir yokuşa tırmanmaya kalktığınızda bu bisikleti kullanmak eziyete dönüşecektir. İnerken sert manevralar ve düştükleri için sağlam yapıdadırlar. Genelde karbondan yapılırla

İbrahim Müteferrika ve Matbaası

  Herkese günaydın arkadaşlar. Nasılsınız? İyi misiniz? Umarım her şey yolundadır. Bugün sizler Osmanlı devletinde ilk resmi matbaayı kurarak birçok yeniliğin öncüsü olan ve matbaa denilince akla ilk gelen kişi olan İbrahim Müteferrika’yı anlatacağım. Yalnız onun sadece kronolojik hayatını değil, matbaayı kurma hikâyesinden de bahsetmek istiyorum. Salı gününün teması Tarih olduğundan bunu işliyorum. Dilerseniz başlayalım. İbrahim Müteferrika 1674 yılında Macaristan'ın Kolojvar şehrinde dünyaya geldi. Müslüman olmadan önceki hayatı hakkında elimizde pek bir bilgi yok. Ancak onun daha önceki hayatında İlahiyat öğrencisi olduğu, pek çok dili iyi bildiğime matbaacılık hakkında ufak tefek bilgilere sahip olduğu Risale-i İslamiye adlı eserinden anlaşılmaktadır. 1692 Viyana Kuşatmasından sonra yapılan savaşlarda Türkler tarafından ele geçirilmiştir. Ancak bazı kaynaklarda onun Thököly ayaklanmasından sonra kendi isteğiyle Türklere sığındığı bildirilir. Müslüman olduktan sonraki ha

Sergüzeşt Romanı Özet ve Yorumu

  Bu gün sizlere Sergüzeşt adlı romanı tanıtacağım. . Kitap adı: Sergüzeşt Yazar: Samipaşazade Sezai İlk basım yılı:1889 Sayfa Sayısı:120 Türü: Roman Kitap Kafkasya’dan İstanbul’a esir olarak getirilen dokuz yaşlarında küçük bir kızın hikâyesidir. Adı Dilber olan bu kız ilk önce kocası işten atılan zalim bir kadına satılır. Kadın hem fıtratında olduğu için hem de kocası memurluktan atıldığı için çok saldırgan, acımasız bir kadındır. Dilber’e eve geldiği andan beri ona adeta işkence eder. Yapılan bu işkencelere daha fazla dayanamayan küçük kız bir gece evden kaçarak sokaklara dalar. O sırada sokaklardan gelen seslerden korkarak bir evin dibinde oturur. Birkaç dakika sonra gözlerine uyku bastıran küçük kız, sabah uyandığında kendisini sınıf arkadaşı Lütfiye Hanım’ın evinde bulur. Lütfiye Hanımın anneannesi kendisini gece bulmuş ve evine almıştır. Sabah olduğunda Dilberi yatağında bulamayan evin hanımının baş cariyesi olan Taravet hemen sokaklara atlar ve Dilberi bulmaya çalış

Tarihi Sevdiren Adam

  Herkese merhabalar arkadaşlar bugün yazımda sizlere bir yazarı anlatmak istiyorum. Onun hayatını anlatmayacağım ama. Çünkü o hayatını yaşayıp ebedi dergâha doğru yol aldı. Ancak yaşarken yazdığı kitaplarla birçok çocuğun hayatına yön vermesine, kitap okumayı sevmesine vesile oldu. O, ben dâhil binlerce çocuğa “Tarihi sevdiren adam” . Yavuz Bahadıroğlu. Birkaç ay önce annem sabah uyandığımda yatağıma gelip vefat haberini verdiğinde daha önce (çok şükür)hiçbir yakınını kaybetmemiş olan ben; sanki babamı, abimi, bir dostumu kaybetmiş kadar üzülmüştüm. Bu satırları yazarken tekrar tekrar aklıma geliyor, ancak onun ölmediğini bildiğim için gönlüm rahat. Çünkü Sunguroğlu hâlen yanı başımda ve onu her okuyuşumda tekrardan beraber maceralardan maceralara koşturuyor. Kimi zaman düşman paralıyor, kimi zamansa bir kimsesize yardım ediyoruz.   Bir yazar olmanın en güzel yanı da budur işte. Hiç ölmemek. Bu yüzden her zaman bir yazar olmak isterdim. Hâlâ istiyorum. Umarım bir gün roman yazm