Ana içeriğe atla

Kayıtlar

İbrahim Müteferrika ve Matbaası

  Herkese günaydın arkadaşlar. Nasılsınız? İyi misiniz? Umarım her şey yolundadır. Bugün sizler Osmanlı devletinde ilk resmi matbaayı kurarak birçok yeniliğin öncüsü olan ve matbaa denilince akla ilk gelen kişi olan İbrahim Müteferrika’yı anlatacağım. Yalnız onun sadece kronolojik hayatını değil, matbaayı kurma hikâyesinden de bahsetmek istiyorum. Salı gününün teması Tarih olduğundan bunu işliyorum. Dilerseniz başlayalım. İbrahim Müteferrika 1674 yılında Macaristan'ın Kolojvar şehrinde dünyaya geldi. Müslüman olmadan önceki hayatı hakkında elimizde pek bir bilgi yok. Ancak onun daha önceki hayatında İlahiyat öğrencisi olduğu, pek çok dili iyi bildiğime matbaacılık hakkında ufak tefek bilgilere sahip olduğu Risale-i İslamiye adlı eserinden anlaşılmaktadır. 1692 Viyana Kuşatmasından sonra yapılan savaşlarda Türkler tarafından ele geçirilmiştir. Ancak bazı kaynaklarda onun Thököly ayaklanmasından sonra kendi isteğiyle Türklere sığındığı bildirilir. Müslüman olduktan sonraki ha

Sergüzeşt Romanı Özet ve Yorumu

  Bu gün sizlere Sergüzeşt adlı romanı tanıtacağım. . Kitap adı: Sergüzeşt Yazar: Samipaşazade Sezai İlk basım yılı:1889 Sayfa Sayısı:120 Türü: Roman Kitap Kafkasya’dan İstanbul’a esir olarak getirilen dokuz yaşlarında küçük bir kızın hikâyesidir. Adı Dilber olan bu kız ilk önce kocası işten atılan zalim bir kadına satılır. Kadın hem fıtratında olduğu için hem de kocası memurluktan atıldığı için çok saldırgan, acımasız bir kadındır. Dilber’e eve geldiği andan beri ona adeta işkence eder. Yapılan bu işkencelere daha fazla dayanamayan küçük kız bir gece evden kaçarak sokaklara dalar. O sırada sokaklardan gelen seslerden korkarak bir evin dibinde oturur. Birkaç dakika sonra gözlerine uyku bastıran küçük kız, sabah uyandığında kendisini sınıf arkadaşı Lütfiye Hanım’ın evinde bulur. Lütfiye Hanımın anneannesi kendisini gece bulmuş ve evine almıştır. Sabah olduğunda Dilberi yatağında bulamayan evin hanımının baş cariyesi olan Taravet hemen sokaklara atlar ve Dilberi bulmaya çalış

Tarihi Sevdiren Adam

  Herkese merhabalar arkadaşlar bugün yazımda sizlere bir yazarı anlatmak istiyorum. Onun hayatını anlatmayacağım ama. Çünkü o hayatını yaşayıp ebedi dergâha doğru yol aldı. Ancak yaşarken yazdığı kitaplarla birçok çocuğun hayatına yön vermesine, kitap okumayı sevmesine vesile oldu. O, ben dâhil binlerce çocuğa “Tarihi sevdiren adam” . Yavuz Bahadıroğlu. Birkaç ay önce annem sabah uyandığımda yatağıma gelip vefat haberini verdiğinde daha önce (çok şükür)hiçbir yakınını kaybetmemiş olan ben; sanki babamı, abimi, bir dostumu kaybetmiş kadar üzülmüştüm. Bu satırları yazarken tekrar tekrar aklıma geliyor, ancak onun ölmediğini bildiğim için gönlüm rahat. Çünkü Sunguroğlu hâlen yanı başımda ve onu her okuyuşumda tekrardan beraber maceralardan maceralara koşturuyor. Kimi zaman düşman paralıyor, kimi zamansa bir kimsesize yardım ediyoruz.   Bir yazar olmanın en güzel yanı da budur işte. Hiç ölmemek. Bu yüzden her zaman bir yazar olmak isterdim. Hâlâ istiyorum. Umarım bir gün roman yazm

Peygamber müjdesi

  Herkese merhabalar arkadaşlar. Bu gün her zaman ki gibi uyandık değil mi. Sıradan hayatlarımızda sıradan bir sabah daha. Oysaki bundan tam 568 yıl önce İslam dünyası için sıradan bir sabah değildi. Orduyu Hümayun peygamber duasına nail olmaya çalışıyordu. Kuşatmanın başlarında geçilmez Bizans surlarına güvenen Konstantin köşeye sıkışmış, kaçacak yer arıyordu. Tahta çıktıktan sonra iki yıl boyunca bu sefer için hazırlık yapan Sultan Mehmet kendinden emin bir edayla surlara bakıyordu.  Elli üç gün boyunca kuşatma yapılmış. Bu kuşatma, sonunda meyvesini vermişti. Surlarda onarılması imkânsız gedikler açılmış, sıra son bir taarruzla zaten çökmüş olan ihtiyar Bizans’ın kökünü kazımaya gelmişti. Ordu heyecanlıydı. Onlarda sultanları gibi geceler boyu uyumamış, Kimi zaman sabahlara kadar savaşmışlardı. Çoğunun aklında şehadet vardı. Hepsi şehitlik mertebesine kavuşmayı canı gönülden istiyordu. Ancak bu mertebeye kimin ulaşıp ulaşmayacağı bilinmediğinden içlerinde tarifi imkânsız duygular ya