Ana içeriğe atla

Topuklu Ayakkabının İcadı

 

Herkese selamlar arkadaşlar. Moda hakkında bir yazı okurken yazı içinde geçen topuklu ayakkabı kelimesi nedense bende merak uyandırdı. İçimde birden beliren topuklu ayakkabının nasıl ve neden icat edildiğini öğrenme arzusu beni çeşitli kaynaklardan bu konuyu araştırmaya sürükledi. Bende bu yaptığım araştırmadan edindiğim bilgileri sizinle paylaşmak istedim.

Bu konu ile ilgili baktığım çoğu kaynakta 16.yy’da Avrupa toplumunda insanların lavabo alışkanlıklarının olmadığını ve bu nedenle pisliklerini sokaklara atmalarının sonucunda yerlerdeki pisliklere basmak istemeyen insanların topuklu ayakkabıları icat ettiğini söyleniyor.

Fakat ben bu fikre katılmıyorum çünkü bulduğum bir kaynak bana daha inandırıcı geldi. Ama ilk önce ilk önce ayakkabının icadından başlayalım.

İLK AYAKKABI NEREDE İCAT EDİLDİ?

Resmi kayıtlara göre ilk ayakkabı MÖ.2000 yılında Mısırda icat edilmiştir. Kâğıt yapımında kullanılan papirüsle yapılan bu ilk ayakkabı daha sonra farklı uygarlıklar tarafından deriyle imal edilmiş. İlk topuklu ayakkabının ise MÖ.200 yılında Roma’da aktörler için kullanılmış. Çeşitli karnavallarda sahneye çıkan aktörler ses çıkardıkları için mantardan yapılma topuklu ayakkabılar kullanmışlardır.


Günümüzde hanımlar tarafından kullanılan topuklu ayakkabıların hikâyesi biraz daha farklı.

MODERN TOPUKLU AYAKKABILARIN GEÇMİŞTEN GÜNÜMÜZE HİKÂYESİ


On altıncı yüzyıl başlarında dünyanın en güçlü süvari (atlı birlikler) ordusu Safevi (İran) Devletinde bulunmaktaydı. Bu gücün arkasındaki sır topuklu ayakkabılardı. Hepinizin bildiği gibi at üzerinde savaşan bir asker için en önemli şey savaş esnasında attan düşmemektir. Atından düşmeyen asker hızlı bir şekilde hareket ederek düşmanını etkisiz hale getirebilir.

İran askerleri de atlarındaki üzengiyi daha iyi kavrayabilmek için topuklu ayakkabıyı geliştirmişlerdir. Ayakkabının altındaki topuk üzengiye sağlam bir şekilde yerleşince atın üstündeki askerin düşme ihtimali ortadan kalkıyordu.

Osmanlı-İran savaşlarının kızıştığı bir dönmede Safevi Devletinin Şahı 1. Abbas Osmanlıları Avrupalı devletlerle bir olup köşeye kıstırmak için Avrupa’ya bir seyahat gerçekleştirir. Yanına aldığı birkaç sadık askeriyle Karadeniz’in kuzeyinden geçerek Fransa’ya ulaşır.


Fransız Saray erkânı şehre gelen bu misafirlerin ayakkabılarındaki topuğu çok beğenir. Ve kısa süre içinde sarayda yayılır. Fakat topuklu ayakkabının asıl meşhur olması Fransa Kralı 14. Louis zamanında gerçekleşir. Sarayda bazı kimselerin giydiği topuğa özenen Louis kendisine de bir topuklu ayakkabı yapılmasını ister. Louis yapılan ayakkabıdan çok memnun olur ve her yerde bu ayakkabısını giymeye başlar. Krallarının giydiği ayakkabılardan isteyen Fransa halkı da bu yeni ayakkabılara hayran olur ve birkaç ay içinde Paris sokakları topuklu ayakkabılarla dolar. Başlarda zenginlerin giydiği ayakkabıyı halkta giyince Aristokrat sınıf onlara şehrin sokakları çamur olduğu için halkın topuklu ayakkabı giymelerinin onların hiçbir işine yaramayacağını, aksine yürürken çamura batacaklarını söylerler. Ancak halkı bir türlü vazgeçiremezler. Bunun üzerine Kral bir ferman yayımlar. Bu fermana göre halk yüksek topuk giyemeyecek, kırmızı topuklu ayakkabıları da sadece Kral ve aristokratlar giyebilecektir.



Halkla aynı ayakkabıları giymeyecekleri için sevinen yüksek zümre topuk boylarında abartıya kaçar." Kimin topuğu yüksekse o daha zengin ve soyludur" anlayışının sonucunda 15,20cm’yi bulan topuklu ayakkabılar giyilmeye başlanmıştır.

Peki, sadece erkeklerin giyebildiği topuklu ayakkabılar ne zaman kadın ayakkabısı oldu. Dilerseniz birazda bunu inceleyelim.

TOPUKLU AYAKKABILAR NE ZAMAN KADIN AYAKKABISI OLDU?


On yedinci yüzyıla gelindiğinde kadınlarda cinsel kimlik arayışı başladı. Kimi kadınlar erkeklere özgü kıyafetleri giydiklerinde kendilerini daha güçlü, daha saygın hissetmeye başladılar. İşte bu arayışın sonucu olarak kadınlarda erkekler gibi topuklu ayakkabılar giymek istedi. İlk başlarda kadınlar ve erkekler aynı ayakkabıları giymekteydi. Ancak daha sonra çıkarılan bir yasayla kadınların ayakkabılarındaki topukların yuvarlak, erkeklerin ayakkabılarındaki topukların ise köşeli olmasına karar verildi.

ERKEKLER NE ZAMAN TOPUKLU AYAKKABILARI BIRAKTI?

Aydınlanma Çağı olarak bildiğimiz tarihsel süreç 18.yy.’da başlayan ve akılcı düşüncenin ön plana çıkmasıyla toplumun her kesiminde yaşanan sadeleşme ve gelişimdir. Aydınlanma Çağı Fransız toplumunda en çok erkekleri etkilemişti. Artık erkekler maddiyata önem vermemeye başlamış, toplumsal statü bireylerin giydikleri elbiseyle değil bilgi durumlarıyla ölçülmeye başlanmıştı.

 Erkekler sadeleştikçe fırfırlı elbiseleri, külotlu çorapları, süslü kaftanları ve topuklu ayakkabıları bırakmaya başladılar. Bunlar kadınlara ait elbiselere dönüştüler. Erkeklerse bu gün bile değişmeyen gömlek, pantolon ve ceket çeşitleriyle sınırlı kaldılar.


Evet, arkadaşlar bir yazımızın daha sonuna geldik. Umarım beğenmişsinizdir. Ben kendi yaptığım araştırma neticesinde bulduğum sonuçları sizlerle paylaştım. Ancak tarih konularında hiçbir kesinlik yoktur. Farklı araştırmalar farklı sonuçlar çıkarır. Sizler de herhangi bir konuda okuyun, araştırın daha sonra aklınız ve mantığınız neyi uygun görürse onu doğru olarak kabul edin. Sağlıcakla kalın.

https://tr.wikipedia.org/wiki/I._Abbas

https://www.uplifers.com/sinirlari-asan-hayat-tarziyla-luksun-tanimi-kral-14-louis/

https://tr.wikipedia.org/wiki/Ayd%C4%B1nlanma_%C3%87a%C4%9F%C4%B1

https://hthayat.haberturk.com/yasam/kultur-sanat/haber/1016087-topuklu-ayakkabilar-ve-tarihcesi

Yorumlar

Blogda ki Popüler yazılar

Esrar-ı Cinayet Kitabı Özet ve Yorumu

  Merhaba arkadaşlar bu gün sizlere “ESRAR-I CİNAYAT”   adlı eserden bahsetmek istiyorum. İlk önce kitap hakkında genel birkaç bilgi, ardından kitap özeti, daha sonrada kitap hakkındaki yorumumdan bahsedeceğim. Şimdi başlayabiliriz.   Bir Türk klasiği olan bu kitap Ahmet Mithat Efendi tarafından 1884 yılında kaleme alınmış. Edebiyatımızdaki ilk polisiye romanı olma unvanına sahip. Kitap ilk önce gazetede yayınlanmış, daha sonra kitaplaştırılmış. İlklerden olması hasebiyle içinde bir takım teknik sorunlar bulundurduğu kabul ediliyor. Ama polisiye roman yazarlığının önünü açtığı için edebiyatımızda oldukça önemli bir yere sahip. Dilerseniz kitabın özetine geçelim. İstanbul Karadeniz taraflarında “Öreke Taşı” adında büyükçe bir kaya varmış. Bir gün bu kayanın üzerinde üç ceset bulunur ve hikâye böyle başlar. Olaydan sonra cinayetle ilgilenen soruşturma memuru (polis)Osman Sabri hemen olay yerine gelerek çeşitli incelemelerde bulunur. Çok zeki olan soruşturma memuru h...

Gönül Hanım Romanı Özeti

  Herkese selamlar arkadaşlar. Bu gün sizlere “Gönül Hanım” adlı bir romanın özetini yapmak istiyorum. Cumhuriyet devrinde yazılan bu eser dört genç kâşifin Orta Asya’yı ve Orhun Kitabelerini görmek için çıktıkları çok güzel bir seyahati anlatıyor. Önce her zamanki gibi kitabın künyesini yazalım. Kitabın Künyesi Kitap Adı: Gönül Hanım Kitabın Yazarı: Ahmet Hikmet Müftüoğlu Basım Yılı:1920 Kitabın Türü: Roman Yayına Hazırlayan: Dr. Fethi Tevetoğlu Kitabın Özeti “Gönül Hanım” romanı 1. Dünya Savaşı sırasında Sibirya’da esir düşen Mehmet Tolun Beyin yağmurlu bir sonbahar günü lokantada otururken iki Tatar kardeşle tanışmasıyla başlıyor. Adları Ali Bahadır Bey ve Gönül Hanım olan bu iki Tatar kardeş Mehmet Tolun Beyi tek başına görünce sohbet etmek isterler. Kısa süre sonra üçünün de aynı zihniyette olduklarını anlamalarıyla kendilerini Türk Tarihi ve Orta Asya konusunda derin bir sohbet içerisinde bulurlar. Konuşma esnasında Gönül Hanım üç arkadaşın Orta Asya toprakl...

Bisiklet Güvenlik Ekipmanları

  Herkese merhabalar arkadaşlar. Bu gün yazımda sizlere en sevdiğim sporlardan olan bisiklet sporunun güvenlik elemanlarından bahsetmek istiyorum. Çoğumuz bisikletleri şehirlerde kullanıyoruz. Ülkemizde bisiklet yolları nadir olduğundan çoğu zaman yollardan arabalarla birlikte hareket etmek zorunda kalıyoruz. Ne yazık ki arabalar bisiklet sürücülerine hiç dikkat etmiyor. Bu da çeşitli kazalara neden olabiliyor. İşte şimdi o kazalar başımıza geldiğinde ne yaparsak yaralanma riskini azaltabiliriz diye konuşacağız. Söylediğim güvenlik ekipmanlarının hepsi ayrı ayrı öneme sahip. Bu nedenle lütfen bende bir tanesi eksik, o zaman hiçbirini kullanmayayım demeyin. Elinizde ne varsa onu mutlaka kullanın. Başlayalım o halde - Kask Bisiklet ekipmanları denildiğinde ilk aklımıza gelen ürün kasktır. Peki, ne işe yararlar bu kasklar? Bisikletçi kaskları olası bir kaza anında bisikletçisinin kafatasını korumak amacıyla üretilmiştir. Kullanıcıların kask takmadığı kazalarda beyin sarsılması, ...