Ana içeriğe atla

Bisiklet Güvenlik Ekipmanları

 

Herkese merhabalar arkadaşlar. Bu gün yazımda sizlere en sevdiğim sporlardan olan bisiklet sporunun güvenlik elemanlarından bahsetmek istiyorum.



Çoğumuz bisikletleri şehirlerde kullanıyoruz. Ülkemizde bisiklet yolları nadir olduğundan çoğu zaman yollardan arabalarla birlikte hareket etmek zorunda kalıyoruz. Ne yazık ki arabalar bisiklet sürücülerine hiç dikkat etmiyor. Bu da çeşitli kazalara neden olabiliyor. İşte şimdi o kazalar başımıza geldiğinde ne yaparsak yaralanma riskini azaltabiliriz diye konuşacağız. Söylediğim güvenlik ekipmanlarının hepsi ayrı ayrı öneme sahip. Bu nedenle lütfen bende bir tanesi eksik, o zaman hiçbirini kullanmayayım demeyin. Elinizde ne varsa onu mutlaka kullanın. Başlayalım o halde


-Kask

Bisiklet ekipmanları denildiğinde ilk aklımıza gelen ürün kasktır. Peki, ne işe yararlar bu kasklar? Bisikletçi kaskları olası bir kaza anında bisikletçisinin kafatasını korumak amacıyla üretilmiştir. Kullanıcıların kask takmadığı kazalarda beyin sarsılması, kafatası ezilmesi, baş bölgesinde kanamalar ve kırılmalar meydana gelebilir. Şimdi sizlere kaskların neyden yapıldığını anlatayım.  Kasklar fiber ile kuvvetlendirilen reçine ve plastikten üretilmektedir. Yani bazılarımızın sandığı gibi metal değil. Kask kullanma konusunda dikkat edilmesi gereken bir konu var. Doğru kask kullanımı. Doğru kask alabilmek için öncelikle onu kullanım amacını bilmek gerekir. Eğer dağda bisiklet kullanacaksak farklı, şehirde kullanacaksak farklı, yarışta kullanacaksak da farklı modeller kullanmalıyız. Bununla ilgili ayrı bir yazı paylaşacağım. Kask alırken aldığınız ürünün plastiğinin kaliteli olmasına lütfen dikkat edin. Çünkü kaliteli olmayan bir ürün hem sizi kaza anında korumaz, hem de boşa paranız gider

Fiyatlar:

Giriş seviyesi 150 -300 TL

Orta seviye 350-800 TL

Profesyonel 1000-2500 TL

Kask hakkında anlatacaklarım bitti. Sıra gözlükte.


-Gözlük

Dilerseniz bu konuyu soruları cevaplayarak anlatayım.

Bisiklet kullanırken neden gözlük takmalıyız?

Bisiklet sürüşü esnasında gölük kullanımının temel amacı göze yabancı madde girmesini engellemektir. Mesela arabalarda bizi dışarıdaki toz, taş, böcek vb. cisimlerden koruyan şey arabanın ön camıdır. Bisiklette böyle bir cam olmadığı için gözlük takmamız gerekir. Diğer soruya geçelim.

Her gözlük olur mu?

Bisikletçiler onlar için üretilmiş özel gözlükler takarlar. Peki, bu gözlükleri diğerlerinden ayıran şey nedir diye sorarsak, bu gözlük camlarının cam değil plastik olduğunu öğreniriz. Bunun nedeni sürüş esnasında örneğin bir taş çarptığında camlar hemen kırılarak kullanıcının gözüne zarar erebilir. Ancak sert plastikten yapılan bisikletçi gözlülerinde böyle bir risk yok. Size tavsiyem özel bisikletçi gözlüğünüz yoksa bile normal bir güneş gözlüğü takmanız. En azından sizi tozlardan korur.

Takmazsak ne olur?

Benim birkaç hafta önce kullandığım gözlük kırıldı. İlk başta kısa sürüşlerde eksikliğini fark etmedim. Ancak uzun saatler bisiklet sürdüğüm anda eksikliğini çok hissettirdi diyebilirim. Sürekli gözüme kaçan tozları temizlemek için durmam gerekti.

Fiyatlar:

Giriş seviyesi 50-70 TL

Orta seviye 120-200 TL

Profesyonel 250- 750 TL

Diğer bir ürüne geçelim artık. Sıradaki ürün aydınlatma gereçleri.

 

 

-Işıklar

Eğer ara sıra geceleri de bisiklet sürüyorsanız. Mutlaka bir ışığınız olsun. Ben şahsen geceleri bisiklet sürmem. Ama sürenler için olmazsa olmaz bir ürün. Işıklar ön ve arka ışık olarak ikiye ayrılır. Ön ışığın amacı sürüş esnasında önümüzü görebilmektir. Arka ışığın amacıysa arkadan gelen araçların karanlıkta bizi fark edebilmesini sağlamaktır.

Işıkların dinamoyla, USB şarjla ve pille çalışan modelleri var. İnternette sizin için araştırdım. Fiyat –performans olarak USB şarj en iyisi. En son teknoloji ürünleri USB şarjlı olanlar.

Alırsanız en az üç yüz lümen olmasını tavsiye ederim.

Fiyatlar:

Giriş seviyesi 25-50 TL

Orta seviye 100-250 TL

Profesyonel 250- 600 TL


-Yansıtıcılar


Gece bisiklet sürdüğümüzde karşıdan gelen araçtaki ışığı yansıtarak bizim fark edilmemizi sağlar. Bisikletin üzerine yapıştırılan bant şeklinde modelleri vardır. Ayrıca kol, bacak gibi bölgelere bağlanan modellerde var. Çok pahalı ürünler değiller. En pahalısı 50 TL civarında

 

-Eldiven

Kaza anında düşerken bizler refleks olarak vücudumuzu korumak için ilk önce ellerimizi yere atarız. Böyle durumlarda deri soyulmaları veya tahrişler olur. Bunu önlemek için bisikletçiler eldiven kullanırlar. Yarım parmak olan modelleri genelde yaz için, Tam parmak olan modeller ise kış için kullanılır. Ben de geçirdiğim birçok ufak kazada eldiven sayesinde ellerimi korudum. Gerçekten önemli bir ürün.

Giriş seviyesi 25-50 TL

Orta seviye 100-150 TL

Profesyonel 200-250 TL

Arkadaşlar benim aklıma gelen ürünler bunlar. Aklınıza başka şeyler geliyorsa lütfen yorumlara yazın. Kendinize iyi bakın.

 

 

Yorumlar

Blogda ki Popüler yazılar

Topuklu Ayakkabının İcadı

  Herkese selamlar arkadaşlar. Moda hakkında bir yazı okurken yazı içinde geçen topuklu ayakkabı kelimesi nedense bende merak uyandırdı. İçimde birden beliren topuklu ayakkabının nasıl ve neden icat edildiğini öğrenme arzusu beni çeşitli kaynaklardan bu konuyu araştırmaya sürükledi. Bende bu yaptığım araştırmadan edindiğim bilgileri sizinle paylaşmak istedim. Bu konu ile ilgili baktığım çoğu kaynakta 16.yy’da Avrupa toplumunda insanların lavabo alışkanlıklarının olmadığını ve bu nedenle pisliklerini sokaklara atmalarının sonucunda yerlerdeki pisliklere basmak istemeyen insanların topuklu ayakkabıları icat ettiğini söyleniyor. Fakat ben bu fikre katılmıyorum çünkü bulduğum bir kaynak bana daha inandırıcı geldi. Ama ilk önce ilk önce ayakkabının icadından başlayalım. İLK AYAKKABI NEREDE İCAT EDİLDİ? Resmi kayıtlara göre ilk ayakkabı MÖ.2000 yılında Mısırda icat edilmiştir. Kâğıt yapımında kullanılan papirüsle yapılan bu ilk ayakkabı daha sonra farklı uygarlıklar tarafından deriyl

Zehra Romanı Özet ve Yorumu

 Herkese merhabalar arkadaşlar. Bu gün sizlere okumayı yeni bitirdiğim bir romanın özetini anlatacağım. Okuduğum romanın adı “Zehra”. Dilerseniz ilk önce kitabın künyesinden, daha sonra özet ve yorumundan bahsediyor olacağım. Kitabın Künyesi Kitap Adı : Zehra Basım Yılı: 1896 Yazarı: Nâbizâde Nâzım Türü: Roman Kitabın Özeti İstanbul’da ticaretle uğraşan Şevket Efendi adında zengin bir tüccar vardır. Bu şevket efendinin çok güzel ancak kıskanç bir kızı vardır. Adı Zehra olan bu kızın kıskançlığı öyle bir seviyeye gelmiş ki küçük kardeşini öldürmeye yönelik birkaç teşebbüste dahi bulunmuş. Kızın babası her ne kadar durumdan şikâyetçi olsa da elinden bir şey gelmediğinden “büyüyünce geçer “diyerek kendini teselli edermiş. Bir gün şevket Efendi’nin evine kâtibi Suphi Bey gelir. Suphi Bey evde çalışırken bir mola vakti odadan ayrılarak evde dolaşmaya başlar. Tam da o sırada avluda bulunan Zehra’yı görür. Ona âşık olur ancak ne kıza ne de babasına söyleyemez. Suphi de bir

Tarihi Sevdiren Adam

  Herkese merhabalar arkadaşlar bugün yazımda sizlere bir yazarı anlatmak istiyorum. Onun hayatını anlatmayacağım ama. Çünkü o hayatını yaşayıp ebedi dergâha doğru yol aldı. Ancak yaşarken yazdığı kitaplarla birçok çocuğun hayatına yön vermesine, kitap okumayı sevmesine vesile oldu. O, ben dâhil binlerce çocuğa “Tarihi sevdiren adam” . Yavuz Bahadıroğlu. Birkaç ay önce annem sabah uyandığımda yatağıma gelip vefat haberini verdiğinde daha önce (çok şükür)hiçbir yakınını kaybetmemiş olan ben; sanki babamı, abimi, bir dostumu kaybetmiş kadar üzülmüştüm. Bu satırları yazarken tekrar tekrar aklıma geliyor, ancak onun ölmediğini bildiğim için gönlüm rahat. Çünkü Sunguroğlu hâlen yanı başımda ve onu her okuyuşumda tekrardan beraber maceralardan maceralara koşturuyor. Kimi zaman düşman paralıyor, kimi zamansa bir kimsesize yardım ediyoruz.   Bir yazar olmanın en güzel yanı da budur işte. Hiç ölmemek. Bu yüzden her zaman bir yazar olmak isterdim. Hâlâ istiyorum. Umarım bir gün roman yazm