Herkese selamlar arkadaşlar. Bu gün sizlere “Gönül Hanım”
adlı bir romanın özetini yapmak istiyorum. Cumhuriyet devrinde yazılan bu eser
dört genç kâşifin Orta Asya’yı ve Orhun Kitabelerini görmek için çıktıkları çok
güzel bir seyahati anlatıyor. Önce her zamanki gibi kitabın künyesini yazalım.
Kitabın Künyesi
Kitap Adı: Gönül Hanım
Kitabın Yazarı: Ahmet Hikmet Müftüoğlu
Basım Yılı:1920
Kitabın Türü: Roman
Yayına Hazırlayan: Dr. Fethi Tevetoğlu
Kitabın Özeti
“Gönül Hanım” romanı 1. Dünya Savaşı sırasında Sibirya’da
esir düşen Mehmet Tolun Beyin yağmurlu bir sonbahar günü lokantada otururken
iki Tatar kardeşle tanışmasıyla başlıyor.
Adları Ali Bahadır Bey ve Gönül Hanım olan bu iki Tatar
kardeş Mehmet Tolun Beyi tek başına görünce sohbet etmek isterler. Kısa süre
sonra üçünün de aynı zihniyette olduklarını anlamalarıyla kendilerini Türk
Tarihi ve Orta Asya konusunda derin bir sohbet içerisinde bulurlar. Konuşma
esnasında Gönül Hanım üç arkadaşın Orta Asya topraklarına ve Orhun Abidelerine
bir gezi düzenlemeleri gerektiği fikrini ortaya atar. Tolun Bey ve Bahadır Bey
bu fikri çok severler ancak büyük bir sorunları vardır. Mehmet Tolun Bey
esirdir. Uzun süren tartışmalar sonucu bu sorun da çözülür. Zengin bir aileden
gelen Tatar kardeşler rüşvet ve çeşitli yollarla Tolun Beyi esaretten
kurtaracaklardır.
Birkaç hafta boyunca gidecekleri yol hakkında planlar
yaparlar. Bir yandan da yol da ihtiyaçları olan çeşitli aletleri de temin
etmektedirler. Bu hazırlık esnasında Tolun Bey’in esaret arkadaşı olan Macar
asıllı Kont Bella Zichy’de yolculuğa katılmak ister. Arkadaşının iyi ahlakına güvenen Tolun Bey
onun da yolculuğa dâhil olmasına izin verir.
Birkaç gün sonra hazırlıklarını tamamlayan ekip yola
çıkarlar. İlkin trenle Sibirya sınırlarını geçmeleri gerekmektedir. Yasadışı
yollarla esir kampından kurtardıkları Tolun Bey ve Kont için birer sahte kimlik
çıkartarak yola koyulurlar. Uzun bir yolculuğun ardından nihayet Asya’nın geniş
bozkırlarına ulaşmayı başarmışlardır. Geldikleri yerde birkaç gece dinlenirler.
Kendilerine kılavuz ve birkaç uşak tutarak Asya’yı gezmeye başlarlar. Her
gittikleri yerde yeni bilgiler edinirler, yeni yeni insanlarla tanışırlar.
Yazdıkları günlüklerine gördüklerini yazmayı da ihmal etmezler. İlginç
buldukları nesnelerin bazılarını yanlarına alırlar, bazılarını fotoğraflarlar.
Bu güzel gezi sırasında Mehmet Tolun Bey ve Kont Bella Gönül Hanım’a âşık
olurlar. Ancak ikisi de aşklarını ilan edemezler sadece konakladıkları
şehirlerde Gönül Hanıma hediyeler alırlar güzel çiçekler toplarlar. İki erkek
de diğerini rakip olarak görürler ve Gönül Hanımın kalbini çalmaya çalışırlar.
Tolun Bey bir sabah yürüyüşe çıkar. Geri geldiğinde Kont
Bella’nın Gönül Hanım’a ilan-ı aşk ettiğini görür. Hemen bir kayanın arkasına
saklanarak ikiliyi izlemeye başlar. Kontun teklifini ciddi bir şekilde dinleyen
Gönül Hanım. Kendisiyle ne yazık ki birlikte olamayacağını. Çünkü dininin buna
müsaade etmediğini nazikçe anlatır. Kont üzülür ancak elinden bir şey
gelmediğini anlayarak oradan ayrılır. Saklandığı kayanın ardından olanları
izleyen Tolun Bey içten içe rakibini elediği için sevinir. Vakit ilerler,
yolculuk son sürat devam eder. Yolculuk esnasında Tolun Bey Gönül Hanımla
yaptığı birkaç konuşmada onun da kendisine karşı boş olmadığını anlar.
Zaman ilerler ve nihayet
Orhun Abidelerine ulaşırlar. Ekip hedeflerine ulaştıkları için çok sevinçlidir.
Hemen çalışmalarına başlarlar. Yanlarında getirdikleri ekipmanlarla
abidelerdeki yazıların kopyalarını çıkartırlar. O sırada Bahadır Bey ekibi bir
araya toplayarak bir sürprizinin olduğunu söyler ve cebinden iki yüzük çıkarır.
Tolun Beye hitaben
-
Çok değerli yol arkadaşım. Bir süredir Gönül
Hanıma karşı bir şeyler hissettiğini fark ettim. Kız kardeşime sordum o da sana
aynı duyguları besliyor. Bu sevinçli günümüze bir neşe daha katalım ve sizleri nişanlayalım.
Tolun Bey bu jest karşısında hem şaşırır hem sevinir. Hemen
oracıkta nişanlanırlar.
Yolculuğa çıkma hedeflerine ulaşan ekip toparlanarak geri
dönerler. Savaş bittiğinden Kont Bella Macaristan’a, Tolun Bey Türkiye’ye,
Tatar kardeşler de evlerine giderler. Ancak bir anlaşma yaparlar. Tolun Bey
evine gidecek işini, düzenini kuracak daha sonra Gönül Hanım’la evlenecektir.
Tolun Bey İstanbul’a döner. Ancak askerlik yapmak istemez ve
bu nedenle subaylıktan istifa eder. Birkaç ay işsiz kaldıktan sonra Sibirya’dan
bir mektup alır. Mektupta Bahadır Bey kendi fabrikasından Tolun Beye ayakkabı
gönderecektir. Tolun Bey ‘de bunlara kâr payı koyarak ticarethanesinde
satacaktır. Tolun Bey teklifi kabul eder. Bir ay sonra gelen gemideki
ayakkabıları satar. Çok kâr eder. Kendisine güzel bir konak alır. Bahadır Beyle
bu ticari ilişkiden kısa sürede zengin olur. Birkaç ay sonra Gönül Hanım ve
Bahadır Bey İstanbul’a gelirler. İki âşık güzel bir düğünle evlenirler ve sonsuza
kadar mutlu mesut yaşarlar.
Kitabın Yorumu
Kitap eski dönemde yazılmasına rağmen içerisinde hiç
anlaşılmayan bir kelimeye rastlamadım. Ama akıcı olduğunu söyleyemeyeceğim.
Çünkü şahıslar arasındaki konuşmalarda bir romanda olmaması gereken bilgiler
veriyor. Bu bilgiler belki tarih bilgimizi arttırabilir ancak okuma zevkimizi
kaçırdığı kuşkusuz. Klasik Türk edebiyatı eserlerinde bu gibi teknik hatalar
çok oluyor ama ilk oldukları için göz ardı edilebilir. Bunun dışında konusu
hoşuma gitti. Kimi yerlerde “80 Günde Devri Âlem “kitabını çağrıştırdı. Genel
olarak beğendiğimi söyleyebilirim. Sizlere de okumanızı tavsiye ederim. Hoşça kalın
Yorumlar
Yorum Gönder